Alkolü Tartıştırmayan Seküler Acziyet!

Yaz ayları ile birlikte teşhirci çıplaklığın yanı sıra ön plana çıkan seküler bir ayin de alkol tüketimi. Gece kulüpleri denilen müfsid mekanlar alkol tüketiminin teşvik ve tahrik edilmesinde başat rol oynuyorlar.

İstisnasız olarak, Türkiye’nin en muhafazakar illeri de dahil olmak üzere bütün memlekette yayılım gösteren alkollü eğlence mekanları Türkiye sosyolojisinde hızla yükselen bir soruna işaret ediyor. Zira, bu mekanlar bulundukları muhitlerde devasa bir şiddet ve güvensizlik ortamı oluşturuyorlar. Bunu o muhitlerde mukim olan herkes itiraf edecektir.

Bir kere, alkollü eğlence mekanının olduğu yerde diğer bütün haramlar peşi sıra geliyor. Alkolün olduğu yerde fuhuş, LGBT, uyuşturucu, kumar sıradanlaşıyor. Hemen her gün tabancalar patlıyor, bıçaklı, satırlı kavgalar çıkıyor. Bunu herkes bilmesine ve görmesine rağmen, ülkedeki kültür tartışmalarına yön verenler seküler entelijansiya ve seküler oyuncu-sanatçı tayfası olduğu için gündem sürekli bir sağa bir sola çekilerek konunun üstü kapatılıyor.

Seküler entelijansiya ve seküler oyuncu-sanatçı tayfası, alkol meselesine imani bir anlam yüklüyor. Onlar için seküler özgürlüğün, seküler bağımsızlığın bir numaralı sembolü olan alkol, sosyolojik/siyasal tartışmalara konu olamıyor. Sözde bilimsel ve objektif olduklarını iddia edenler alkolün yol açtığı vehamet karşısında üç maymunu oynuyor. Üstüne siyasi cehaletlerini de kusarak ‘ İran’a ve Afganistan’a dönmeyeceğiz’ diye slogan atıyor.

Bilime tapındığını iddia eden bu güruhu, bir istatistik çalışması yapmaya ve bir hafta boyunca yaşanan cinayet, intihar, taciz, tecavüz, şiddet ve trafik kazası haberlerini tek tek incelemeye davet ediyoruz. Mümkünse, karşılaştıkları tabloyu da raporlayıp başta kendi mahalleleri olmak üzere tüm Türkiye’nin bilgisine sunsunlar! Bakalım, görelim orada alkolün başrolde olduğu kaç hikaye ile karşılaşacaklar? Alkolle başlayan buluşmalarda katledilerek, en iyi ihtimalle tecavüze uğrayarak hayatı söndürülen genç kızlarla ilgili nasıl bir değerlendirme yapacaklar?

 ***

Bir söz de iktidara! Bu bahiste, 20 senedir dindar kitlelerin oyuyla iktidarını koruyanları es geçemeyiz. Çünkü bu memleketin yürütme erki Ak Parti! Ak Parti’li belediyeler alkollü eğlence mekanlarının yayılması ve şehri, gençliği, toplumsal dokuyu alt üst etmesi karşısında hiçbir önleyici adım atmıyor. Bırakın adım atmayı, en ufak bir rahatsızlık belirtisi bile yok! Herhalde oy toplamak adına başvurdukları 'Biz içkiye karışmıyoruz’ retoriğini bir süreden sonra içselleştirdiler. İstisnaları tenzih ederiz ama bu konuda hem hassasiyet kaybı hem de çeşitli endişe ve korkuların etkili olduğu inkar edilemez bir gerçek…

Alkollü eğlence mekanları yaşam alanlarından uzak, tepelik alanlara taşınmalı ve bu adım müfsid mekanların kökünün kurutulmasında bir aşama olarak değerlendirilmelidir.

Diyeceksiniz ki, bütün sorumluluk iktidarın mı? Tabi ki hayır! Dindar mahalle bariz bir şekilde haklı olduğu, bütün verilerin kendilerini üstün çıkardığı konularda bile öne atılamıyor, toplumsal bir PR çalışmasına imza atamıyor. Çünkü bu derinlikten, ufuktan fazlasıyla uzağız. Ülkedeki kültür tartışmalarına çıplaklık ve erotik mesajlarıyla malum/malul hayasızlar yön veriyor. Başka hiçbir meziyeti olmayan bu tipolojiler ortalıkta cirit atarken, biz ise sadece seyrediyoruz! Atasoy Müftüoğlu hocamızın ifadesi ile ‘kamusal yankı’ uyandırabilecek kadrolarımız, düşünürlerimiz yok!

Bugünün nabzını kesinlikle yakalayamıyoruz. Teknolojinin, sanatın, sinemanın, dizi sektörünün bambaşka bir noktaya evrildiği son 10 senede kültür-sanata dair elle tutulur hiçbir çalışmamız yok. 50 senedir “Çağrı” ile övünüyoruz. Artık hayatın hikmetini kavramış oyuncu ve sanatçılara ihtiyacımız olduğunu anlamalı ve yeni projeler geliştirmeliyiz.

21. yüzyıl dijital dünyasının en güzel ameliyesi işte budur!