İlginç bir ülkede yaşıyoruz. Olayları değerlendirme de üç temel zaafımız var.
Birincisi neredeyse hiçbir meseleyi objektif kriterlerle değerlendirmiyoruz. Soruna siyasal taraf ya da karşıt olmak penceresinden bakıyoruz. İkinci hatamız olayları küresel pencereden ve küresel güçlerin tutumları açısından ele almamamız. Oysa dananın kuyruğu burada kopuyor. Üçüncü yanlışımız ise savunduğumuz fikir hangi düşünceye ya da kimin planına hizmet ediyor?
Gelelim konumuza.
En çok istismar edilen kavramların başında istismar kavramı geliyor. Kavramı herkes siyasi emelleri açısından kullanıyor. Bazıları ise cinsel istismarı müstevlilerin siyasi emelleri ile tevhit ediyor. Bunca gürültüde kaybolan çocukların masumiyeti oluyor.
Şunu aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.
Çocuğun cinsel istismarı aynı zamanda küresel çapta bir olaydır ve küresel plan kurucular aile ve değerleri zayıflatmanın bir unsuru olarak çocuk, cinsellik ve istismar kavramlarını kullanmaktadırlar.
Konuyu biraz açalım. Bunca gürültü çıkararak fırsat muhalefeti yapanlar ve tecavüze ve cinsel istismara karşı çıkanlar çocukların reklam endüstrisi tarafından "kadın" gibi kullanılmasına karşı çıkmıyorlarsa ortada bir tutarsızlık vardır.
Cinsel istismara karşı çıkacaksak;
-"Çocuk mankenler büyüklere taş çıkarttı" haberine ve “dünyanın en küçük mankeni Kristina'nın 4 yaşından beri sömürülmesine” de karşı çıkmalı değil miyiz?
-Koton, Waikiki, Gucci, Benetton reklamlarında 13 - 14 yaşındaki kızların erotik obje olarak kullanılmasına da karşı çıkmalı değil miyiz?
-18 yaş altı çocukların Kral TV’de, Powertürk'te, sayısız dizi ve filmde aç iştahlara sunulmasına da karşı çıkmalı değil miyiz?
-5 milyon aşırı müstehcen siteye serbestçe ulaşılabilmesine de karşı çıkmalı değil miyiz?
-Online çocuk oyunlarındaki erotik kadın figürlerine ve çocukların oynadığı karakteri şehvetle öpen erotik animasyonlara da karşı çıkmalı değil miyiz?
Evet, tutarlı ve ciddi olacaksak tüm bunlara karşı çıkmamız gerekir. Ama;
Karşı çıkmamız gereken asıl unsur ruhun bedene, mananın maddeye, anlamın hazza mahkûm edildiği neoliberal kültürdür.
Karşı çıkmamız gereken asıl unsur kapitalist güçlerin şiddeti, şehveti ve erotizmi magazin, oyunlar ve filmler üzerinden satmasıdır.
Kız çocuklarının reklam, internet, moda ve medya üzerinden şehvet simsarlarına sunulması, onların "diri diri toprağa gömülmesinin" postmodern versiyonudur
Odaklanmamız gereken diğer bir nokta ise tecavüze ve cinsel istismara karşı çıkanların çözüm olarak neyi önerdiğidir. İstismarın engellenmesi, aileyi koruyan yasalara kör bir muhalefetle karşı çıkmakla mı mümkün olacak?
Bugün toplumun göremediği şey, cinsel istismar söylemi üzerinden aileye yönelik komplonun okunamamasıdır. İstismar söylemi üzerinden aileye ve toplumsal değerlere savaş açılmaktadır. BM’nin hükümet açıklamasından iki gün sonra toplanarak hemen Türkiye’yi kınaması bunun göstergesidir.
Diyorlar ki tasarıdaki yaş ve şiddetin anlaşılması net değil. Bu ifade haklı olabilir. Gerekli hukuki düzenlemeler de tabii ki yapılmalıdır. Ancak burada büyük fotoğraf gözden kaçırılmaktadır. Odaklanmamız gereken asıl mesele hangi noktaya daha çok / merkezi olarak önem verdiğimizdir. Şimdi ben soruyorum;
-Yasalarda çocuk tanımı belli mi? Hayır.
-Yasalarda çocuğun yaşı net mi? Ceza hukukunda farklı, medeni hukukta farklı çocuk yaşı tanımları yok mu?
-Yasada istismarın tanımı açık mı? Cinsel istismar net ve anlaşılır mı?
Demek ki sorun bir şeylerin kapalı olması değil. Mesele cinsel istismarın siyasi ve küresel planların bir truva atı olarak kullanılması. Yarın göreceksiniz farklı şeyler duyacağız.
Çünkü yarın bize sizin Peygamberiniz de çocuğu cinsel istismar etmişti diyecekler.
Çünkü yarın bize sizin babalarınız ve dedeleriniz de sapık ruhluydu ve istismarcıydı diyecekler. Çünkü çoğu 18 yaşının altındaki kızlarla evlendi.
Çünkü yarın bize istismara neden olan asıl unsur sizin dininiz, değerleriniz ve aileniz diyecekler.
Çünkü yarın bize istismar en yakınınızda. Amcanız, dayınız, emmioğlunuz çocuğunuzu istismar edebilir. Sevmesine izin vermeyin, dikkat edin diyecekler. Amcası çocuğunuzun saçını okşarsa istismar belirtisidir diyecekler. Aklınıza karpuz kabuğunu koyacaklar bir kere.
Çocuğunuzu sık kucağınıza oturtuyorsanız, bu sizin genital ya da oedipal dönemde tatmin edilmemiş cinsel doyumunuzla ilgilidir. Ya da sizin babanız ya da dayınız tarafından cinsel istismara uğramış olma ihtimaliniz ile ilgilidir. Tedavi olmanız lazım, bizim müşterimiz olmanız lazım diyecekler. Bunun teorileri, tasarıları, siyasi planları hepsi hazır.
Toplumda güven duygusunu darmadağın edecekler. Evlerimize kurduğumuz güvenilir alarm sistemleri dahi huzurlu yatmamızı sağlamayacak.
İstismarın engellenmesi; haz ve kariyer medeniyeti yerine, anlam ve erdem medeniyeti kuracak bir eğitim sistemi ile mümkündür.
İstismar onu yaratan yapısal sebeplere eğilerek ve tasarıdaki eksiklikler giderilerek evrensel ve dini değerler temelinde ele alınmalıdır.
İstismar küresel planlara karşı uyanık olarak ve karşı stratejiler üreterek engellenebilir.
Aksi takdirde çocuğun istismarı da, cinsel istismar da devam edecektir.
Yorum yazarak İslami Analiz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan İslami Analiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler İslami Analiz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı İslami Analiz değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak İslami Analiz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan İslami Analiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler İslami Analiz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı İslami Analiz değil haberi geçen ajanstır.