Bir önceki yazımızda neo-liberalizmin estirdiği polyannacı iyimserliğin dinin ve dünyanın gerçekliği ile uyuşmadığını, barış ve özgürlük söylemlerinin dünyada gittikçe artan kötülük ve olumsuzlukları açıklayamayacağını söylemiştik.
Dahası gereksiz ve içi boş iyimserliğin, kötülük odaklarının ve insanlığın düşmanlarının plan ve uygulamalarının üstünü örten bir perde görevi gördüğünü de eklemek gerekir. Genelde tüm dinlerin, özelde de İslam’ın varlık amacı kötülük odaklarını tanıtmak ve bu odakların kötülüklerine engel olmaktır. Dinde davet ve tebliğ düşman olduğu için vardır ve anlamlıdır. İdeolojiler adalet ve iyiliği hakim kılmak amacı güderler.
Gelelim düşmanın ve kötülük odaklarının neler olduğuna…
İnsan da İblis Gibi Şeytan Olabilir.
Malum olduğu üzere meleklerin saygı duyduğu İblis isyan edince adı Şeytana dönüşüverdi. İblisi Şeytanlaştıran şey inkâr etmesi değil, kibir duyması idi. İblis Allah’ın varlığına “iman” eder. Ama insanı kıskandığı ve üstünlüğünü kabul edemediği için isyan eder. Bir anlamda ilk faşist İblistir.
Ben ondan üstünüm, çünkü beni ateşten, onu ise topraktan yarattın. (Sad 76)
Şeytan Müslümanlara ve dindarlara değil, tür olarak “insan”a karşıdır. Dolayısıyla düşman kimdir denildiğinde verilecek ilk cevap iblis-şeytandır.
“Dedi ki: 'Rabbim, beni saptırmana karşılık, andolsun, ben de yeryüzünde onlara, (sana başkaldırmayı ve dünya tutkularını) süsleyip-çekici göstereceğim ve onların tümünü mutlaka kışkırtıp-saptıracağım.” (Hicr 39)
Şeytan Kurana göre kötülüğün kaynağı, kötülüğe çağıran demektir. Dolayısıyla insan da şeytan olabilir. Zira günümüzde birçok insanı türdeşleri kötülüğe sevk etmektedir. Gençlerin sigara, zina, alkol, kumar gibi alışkanlıklara alışmasının sebebi, ifade biraz ağır kaçsa da onun şeytani arkadaşlık ilişkileridir.
“İnsan ve cin şeytanlarının şerrinden Allah’a sığınırım.” (Nas Suresi 6. ayet)
Ayrıca insan benliğinin bir parçası olan nefs- benlik te fısıltılarıyla insanın kötülük işlemesine neden olmaktadır. Kibir, hased, öfke, kıskançlık, talepkârlık, ikiyüzlülük, kin, mal-makam sevgisi nefsi ve nesli helak eden içimizdeki şeytanlardır.
“Nefis ısrarla kötülüğü emreder.” Yusuf 53
Kurumsal Şeytanlar – Kurumsal Kötülük Daha Tehlikelidir
Kötülük iblis ve insan örneğinde kişisel bir boyut taşıdığı gibi aynı zamanda kurumsal bir boyut da taşır. Asıl tehlikeli olan da kurumsal kötülük odaklarıdır.
Siyonizm, Derin Devlet, Endüstriyel Kapitalizm, Neo Liberal Sistem, Triletarel Komisyon, Bilderberg, Mossad, ABD ve NATO bu odaklar için sık kullanılan örneklerdir. Bu odakların çeşitleri ve özellikleri farklı farklıdır.
Kurumsal şeytanlardan biri olan CİA’yı örneklendirelim.
ABD’nin küresel işlerden sorumlu istihbarat örgütü CİA dünya dengelerini değiştirmek için 8 adet düşünce üretme ve strateji merkezi ile çalışmaktadır. Bunların dördü Amerikan İmparatorluğunu yıkmak için projeler geliştiriyor ve diğer dördüne gönderiyor. Diğer dört kuruluş ta karşı projeler üretiyor. Ortak amaçları ABD’nin devamı. Bunun gibi resmi ve gayri resmi çalışma ve planlamalar ile yeryüzünde kötülüğün yaygınlaşması için gece gündüz çalışıyorlar.
Yahudi olamayanların Siyonizm’in hedeflerine hizmet edebilmesi için kurgulanan Masonluk küresel ve yerel amaçlarını gizli örgütlenmeler ve çalışmalarla yaymaya çalışmaktadır.
NATO, kapitalizmin ve ABD’nin istediği yeryüzü düzeninin oluşması için tüm dünyayı arkasından sürüklemektedir. Komünizm tehlikesine karşı dünyanın çoğu ülkesini peşinden sürükleyen NATO, Irak’ta, Afganistan’da, Pakistan’da, Somali’de, Suriye’de, Kore’de, Libya’da, Japonya’da, Vietnam’da ve Bosna’da milyonlarca insanın katledilmesinin baş sorumlusu ve kollayıcısı olarak çalışmaya devam etmektedir.
NATO, Soğuk Savaş döneminde Gladio tipi örgütlenmeler aracılığıyla ülkelerin milliyetçi ve vatanseverleri aracılığıyla terör ve kaos ortamlarına sebep olan çalışmaları organize etti. İtalyan Gladiosu, Ergenekon, Balyoz tipi örgütlenmeler bu tür çalışmalar adı altında değerlendirilmektedir.
BOP, Arap Baharı, Soğuk Savaş, Medeniyetler Çatışması, Demokrasi ve Özgürlük Operasyonu gibi stratejilerle Amerika’nın başını çektiği küresel koalisyon 100 yıldır yaşadığımız coğrafyayı kan ve keder çölüne çevirdi.
BM on yıllardır ABD’nin ve Siyonizm’in tüm dünyada siyasi ve ekonomik hedeflerinin gerçekleşmesi için çalışıyor. Filistin topraklarının gasp edilerek İsrail’e verilmesini sağlayan, İsrail’in 70 yıldır zulümlerine engel olmayan yapıdan söz ediyoruz. Aile yaşamının parçalanmasına neden olan hukuki düzenlemeler, insanlığın anlam ve değer krizi yaşamasına neden olan liberal politikalar, çocuk ve kadın üzerinden geleneksel toplumlarda yaratılan çözülmeler hep BM çalışmalarının sonucudur.
Beş ülkenin kendi aralarında dünyanın tüm zengin kaynaklarını aralarında bölüştüğü bu yapı kötülük odaklarının başında gelmektedir.
Komşumuza, arkadaşımıza, ailemize, dindaşımıza, vatandaşımıza değil, bunları bize düşman edenlere düşman olmak gerekir.
Şimdilik bu kadar olsun. Düşmanı tanımaya üçüncü bölümde devam edelim inşallah.
Selam ve dua ile
Bir önceki yazımızda neo-liberalizmin estirdiği polyannacı iyimserliğin dinin ve dünyanın gerçekliği ile uyuşmadığını, barış ve özgürlük söylemlerinin dünyada gittikçe artan kötülük ve olumsuzlukları açıklayamayacağını söylemiştik.
Dahası gereksiz ve içi boş iyimserliğin, kötülük odaklarının ve insanlığın düşmanlarının plan ve uygulamalarının üstünü örten bir perde görevi gördüğünü de eklemek gerekir. Genelde tüm dinlerin, özelde de İslam’ın varlık amacı kötülük odaklarını tanıtmak ve bu odakların kötülüklerine engel olmaktır. Dinde davet ve tebliğ düşman olduğu için vardır ve anlamlıdır. İdeolojiler adalet ve iyiliği hakim kılmak amacı güderler.
Gelelim düşmanın ve kötülük odaklarının neler olduğuna…
İnsan da İblis Gibi Şeytan Olabilir.
Malum olduğu üzere meleklerin saygı duyduğu İblis isyan edince adı Şeytana dönüşüverdi. İblisi Şeytanlaştıran şey inkâr etmesi değil, kibir duyması idi. İblis Allah’ın varlığına “iman” eder. Ama insanı kıskandığı ve üstünlüğünü kabul edemediği için isyan eder. Bir anlamda ilk faşist İblistir.
Ben ondan üstünüm, çünkü beni ateşten, onu ise topraktan yarattın. (Sad 76)
Şeytan Müslümanlara ve dindarlara değil, tür olarak “insan”a karşıdır. Dolayısıyla düşman kimdir denildiğinde verilecek ilk cevap iblis-şeytandır.
“Dedi ki: 'Rabbim, beni saptırmana karşılık, andolsun, ben de yeryüzünde onlara, (sana başkaldırmayı ve dünya tutkularını) süsleyip-çekici göstereceğim ve onların tümünü mutlaka kışkırtıp-saptıracağım.” (Hicr 39)
Şeytan Kurana göre kötülüğün kaynağı, kötülüğe çağıran demektir. Dolayısıyla insan da şeytan olabilir. Zira günümüzde birçok insanı türdeşleri kötülüğe sevk etmektedir. Gençlerin sigara, zina, alkol, kumar gibi alışkanlıklara alışmasının sebebi, ifade biraz ağır kaçsa da onun şeytani arkadaşlık ilişkileridir.
“İnsan ve cin şeytanlarının şerrinden Allah’a sığınırım.” (Nas Suresi 6. ayet)
Ayrıca insan benliğinin bir parçası olan nefs- benlik te fısıltılarıyla insanın kötülük işlemesine neden olmaktadır. Kibir, hased, öfke, kıskançlık, talepkârlık, ikiyüzlülük, kin, mal-makam sevgisi nefsi ve nesli helak eden içimizdeki şeytanlardır.
“Nefis ısrarla kötülüğü emreder.” Yusuf 53
Kurumsal Şeytanlar – Kurumsal Kötülük Daha Tehlikelidir
Kötülük iblis ve insan örneğinde kişisel bir boyut taşıdığı gibi aynı zamanda kurumsal bir boyut da taşır. Asıl tehlikeli olan da kurumsal kötülük odaklarıdır.
Siyonizm, Derin Devlet, Endüstriyel Kapitalizm, Neo Liberal Sistem, Triletarel Komisyon, Bilderberg, Mossad, ABD ve NATO bu odaklar için sık kullanılan örneklerdir. Bu odakların çeşitleri ve özellikleri farklı farklıdır.
Kurumsal şeytanlardan biri olan CİA’yı örneklendirelim.
ABD’nin küresel işlerden sorumlu istihbarat örgütü CİA dünya dengelerini değiştirmek için 8 adet düşünce üretme ve strateji merkezi ile çalışmaktadır. Bunların dördü Amerikan İmparatorluğunu yıkmak için projeler geliştiriyor ve diğer dördüne gönderiyor. Diğer dört kuruluş ta karşı projeler üretiyor. Ortak amaçları ABD’nin devamı. Bunun gibi resmi ve gayri resmi çalışma ve planlamalar ile yeryüzünde kötülüğün yaygınlaşması için gece gündüz çalışıyorlar.
Yahudi olamayanların Siyonizm’in hedeflerine hizmet edebilmesi için kurgulanan Masonluk küresel ve yerel amaçlarını gizli örgütlenmeler ve çalışmalarla yaymaya çalışmaktadır.
NATO, kapitalizmin ve ABD’nin istediği yeryüzü düzeninin oluşması için tüm dünyayı arkasından sürüklemektedir. Komünizm tehlikesine karşı dünyanın çoğu ülkesini peşinden sürükleyen NATO, Irak’ta, Afganistan’da, Pakistan’da, Somali’de, Suriye’de, Kore’de, Libya’da, Japonya’da, Vietnam’da ve Bosna’da milyonlarca insanın katledilmesinin baş sorumlusu ve kollayıcısı olarak çalışmaya devam etmektedir.
NATO, Soğuk Savaş döneminde Gladio tipi örgütlenmeler aracılığıyla ülkelerin milliyetçi ve vatanseverleri aracılığıyla terör ve kaos ortamlarına sebep olan çalışmaları organize etti. İtalyan Gladiosu, Ergenekon, Balyoz tipi örgütlenmeler bu tür çalışmalar adı altında değerlendirilmektedir.
BOP, Arap Baharı, Soğuk Savaş, Medeniyetler Çatışması, Demokrasi ve Özgürlük Operasyonu gibi stratejilerle Amerika’nın başını çektiği küresel koalisyon 100 yıldır yaşadığımız coğrafyayı kan ve keder çölüne çevirdi.
BM on yıllardır ABD’nin ve Siyonizm’in tüm dünyada siyasi ve ekonomik hedeflerinin gerçekleşmesi için çalışıyor. Filistin topraklarının gasp edilerek İsrail’e verilmesini sağlayan, İsrail’in 70 yıldır zulümlerine engel olmayan yapıdan söz ediyoruz. Aile yaşamının parçalanmasına neden olan hukuki düzenlemeler, insanlığın anlam ve değer krizi yaşamasına neden olan liberal politikalar, çocuk ve kadın üzerinden geleneksel toplumlarda yaratılan çözülmeler hep BM çalışmalarının sonucudur.
Beş ülkenin kendi aralarında dünyanın tüm zengin kaynaklarını aralarında bölüştüğü bu yapı kötülük odaklarının başında gelmektedir.
Komşumuza, arkadaşımıza, ailemize, dindaşımıza, vatandaşımıza değil, bunları bize düşman edenlere düşman olmak gerekir.
Şimdilik bu kadar olsun. Düşmanı tanımaya üçüncü bölümde devam edelim inşallah.
Selam ve dua ile
Yorum yazarak İslami Analiz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan İslami Analiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler İslami Analiz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı İslami Analiz değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak İslami Analiz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan İslami Analiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler İslami Analiz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı İslami Analiz değil haberi geçen ajanstır.