Bölgemizde yaşanan terör olayları ve akan kan hepimizin yüreğini yakıyor. Çoğu kimse de terörün gerçek nedenini anlamaktansa slogan atmakla meşgul.
Politik Psikolojide “Sarkaç Etkisi” diye bir kavram var. Sarkaç Etkisi, ilk tepki olarak güvenliğe diğer değerlerin hepsinden daha yüksek bir öncelik tanır. Bir süre sonra da toplumdaki ortalama kesimin taleplerine dönük olarak daha ılımlı, hoşgörülü politikalar üretir. Günümüzde Yakındoğu ve Türkiye’de bu kavramla politika üretiliyor. Ancak Sarkaç Etkisi yaklaşımı sorunu maalesef çözmüyor. Sorunun kaynağını ve bölge halkında ve isyan hareketlerinde oluşan mağduriyet ve ezilmişlik ruhunu iyi anlamak gerekli.
Yine politik psikoloji diliyle konuşacak olursak “Seçilmiş Travma” ya da “Seçilmiş Zafer” kavramları da ufuk açıcı olabilir. Seçilmiş Travma, bir grubun üyelerinde başka bir grubun üyeleri tarafından aşağılanmışlık ve mağdur edilmişlik duygusunun yaşanmasıdır. Seçilmiş Travma, bir kişinin daha üst bir kimliğe – değere aidiyetini sağlar. Seçilmiş Travmadan kurtulmanın en etkili yolu ise “Seçilmiş Zafer”e ulaşmaktır. Kişiler kendilerini mağdur kılanlara karşı bir zafer elde ederlerse adalet yerine gelmiş olacak ve intikam alınmış olacaktır. PKK’da, IŞİD’de, ve bölge halklarının bir kısmında yaşanan ruh halinin kısa ve kaba anlamı budur.
Küresel Güçler kendilerini kurban veya mağdur edilmiş olarak algılayan dini, ulusal veya etnik grupları, çeşitli manipülasyonlarla yönlendirmektedir. Teröre neden başvurulduğunu bulabilirsek, onu kontrol etme şansımız da olacaktır.
İsterseniz kim ne istiyor ve nerede hata yapıyor kısaca hatırlayalım.
PKK Ne İstiyor:
• Bağımsız bir Kürt devleti (uzak hedef)
• Kürt hareketinin ana yürütücüsü olmak
• Açılım sürecinin bitmesi ya da istedikleri şekilde devam etmesi. Olmayınca bölgeyi terörize ediyorlar.
Nerede Hata Yapıyor:
• Konjonktürel desteğin, kullan at politikalarına dönüşeceğini göz ardı ediyor.
Kürt Halkı Ne İstiyor:
• Kimliğinin reddedilmemesini,
• Sosyal, ekonomik, sağlık, kültürel olanaklar anlamda batıdakiler kadar(!) rahat yaşamak,
Nerede Hata Yapıyor:
• Bir kısmı PKK’ya inanıyor ve örgütün ateist, marksist, şovenist, din düşmanı yüzünü tam olarak tanımıyor.
Hükümet Ne İstiyor:
• Önce bölgesel, sonra da küresel bir güç olmak. Arap Baharı süreci buna engel oldu.
• Unutmamak gerekir ki küresel güçler çözebildiği sorunlar için alkışlanmaz, çözemediği sorunlar için suçlanır.
• Cumhurbaşkanının tavrı hükümet ve birçok İslamcı cemaatten daha kararlı maalesef.
Nerede Hata Yapıyor:
• Birçok süreci bağımsızca değil, batı ve özellikle ABD eksenli entegrasyonla yürütmeye çalışıyor.
• İslam dünyasının lideri olacağım derken vahdeti zedeleyecek politikalar uyguluyor.
ABD Şahinleri (Neoconlar) ve İsrail Ne İstiyor:
• Çatışmaların devam etmesi ve ırkçı Türk-Kürt milliyetçiliğin yükselmesi
• Ak parti haricinde bir koalisyonu,
• Soğuk savaş politikalarının devam etmesini,
• Büyük İsrail ve ABD öncülüğünde yeni bir II. Roma İmparatorluğu kurulmasını,
ABD, Obama Hükümeti ve AB Ne İstiyor:
• Ne istediğini bilmiyor. İç ve dış dengeleri korumaya çalışıyor.
• Direniş Bloğu ve etrafındaki Türkiye, Irak ve Suriye gibi ülkelerin bağımsız politika yürütmemesini,
• Neoconlarla birlikte terör ve yaptırımlarla Ak Parti hükümetini hizaya getirmeyi,
• Bölgeyi blendırlayarak politik kaosu, çıkarlarına entegre etmeyi.
Nerede Hata Yapıyorlar:
• Değişen küresel ve bölgesel dengeleri okuyamıyor, kabul etmek istemiyorlar.
NE YAPMALI:
• Hükümet bir süredir kararsızlıklarla karışık izlediği daha bağımsız politik duruşuna kararlılıkla devam etmeli,
• Lider olmak için değil, erdemli bir dünya için çalışılmalı.
• İnsanlıkta eşitlik,dinde kardeşlik,ülkede vatandaşlık anlayışı başta eğitim her alanda hızla tesis edilmeli,
• Milliyetçi ve devletçi değil insani ve İslami bir söylem hâkim olmalı,
• PKK ve Kürt Halkı ayrımı Türk ve Kürtlere iyi anlatılmalı,
• PKK terörüne karşı küresel ekonomik ve siyasal yaptırımlar sağlanmalı,
• Çatışmacı değil, sağduyulu bir dil kullanılmalı,
• Açılım somut adımlara dönüşmeli ve tüm diğer özgürlük alanlarını kapsamalı,
• Doğuya dev yatırımlar yapılmalı,
• Sivil toplum örgütleri Türk ve Kürt aydın ve kanaat önderlerinin de katılımıyla “Birlik ve Kardeşlik Günü” gibi dev bir miting düzenlemeli,
• Asimetrik, Gayri Nizami yürütülen teröre karşı, uygun diğer yöntemler de kullanılmalı,
• Öğrenciler için “ben” ve “diğerleri” kavramlarının gelişimi ile ilgili eğitimler ve dersler yapılmalı,
• PKK saldırılarını durdurulmasını önleyemeyen sorumlular hakkında hukuki süreç başlatılmalı
• Adil ve bağımsız yargı sistemi için çok acil önlemler alınmalı
NE YAPILMAMALI:
• Neoliberalist, sekülarist, materyalist, Marksist, Şovenist yaklaşımları tüm taraflar terk etmeli,
• İsrail ve ABD Şahinleri eksenine asla geri dönülmemeli ve taviz verilmemeli. Aksi durumda İkinci 28 Şubat sürecine geri dönülür.
• Düşmanı yenmek adına şaibeli ve riskli ittifaklara girilmemeli,
• Apo ve PKK üzerinden politika yürütülmemeli, sorunu çözen proaktif bir yaklaşım sergilenmeli.
Bölgesel ve evrensel politikalar hızlı bir değişim geçiriyor. Sıcak ve soğuk savaştan sonra dünya kendi düzenini arıyor. Bu yeni düzene Rusya ve Çin öncülüğündeki Doğu Bloğu, ABD ve AB öncülüğündeki Batı Bloğu ve İran öncülüğündeki –Hizbullah ve HAMAS – Kuzey Afrika – Güney Amerika’dan oluşan Direniş Bloğu talip.
Türkiye blokların merkezkaç kuvveti konumunda. Karar vermekte zorlanan, dengeleri korumaya çalışan ve gönlü arkaik mirasında olan bir ülke var. Bu durumu iyi anlamak gerekiyor. Tüm taraflardan gelen “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” sözlerini bu bağlamda da değerlendirmek gerek. İnsanlık yeni bir tarih şafağında umutla ve heyecanla yeni bir ALTIN ÇAĞ’ ı bekliyor. Tarihte insanlığa yeni umutlar vadeden nice toplusal değişiklikler yaşandı ve kıyamete kadar ve kıyamete yakın süreçlerde bu değişiklikler yaşanmaya devam edecek. Önemli olan Altın Çağın kimin öncülüğünde kurulması değil; sadece ve sadece gerçekleşmesidir.
Selam ve hikmetle kalın.
Yorum yazarak İslami Analiz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan İslami Analiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler İslami Analiz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı İslami Analiz değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak İslami Analiz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan İslami Analiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler İslami Analiz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı İslami Analiz değil haberi geçen ajanstır.