CNN Türk'te yayımlanan Ahmet Hakan'ın Tarafsız Bölge programında yaptığı açıklamalarla tartışma yaratan CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, bu kez yazılı bir açıklama yaptı. Baykal, "Yaptığım açıklamalar, parti ve ülke kamuoyunda bir duyarlılık yaratma ihtiyacından kaynaklanmıştır" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve parti yönetimine yönelik eleştirileri nedeniyle tartışılan eski Genel Başkan ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal az önce yazılı bir açıklama daha yaptı. Baykal, "Yaptığım açıklamalar, parti ve ülke kamuoyunda bir duyarlılık yaratma ihtiyacından kaynaklanmıştır" dedi.
Baykal, "Terörü muhatap alıp meşrulaştıran ve terörle müzakere eden AKP bugün birçok yerleşim biriminde terörün ilçelere, mahallelere, sokaklara hatta hanelerin içine kadar hakim olunmasına yol açan bu yanlış politikalar karşısında ne yapalım beter olsun diyecek halimiz yoktuk" ifadelerini kullandı.
Baykal'ın açıklaması şöyle:
‘PARTİMİZLE İLGİLİ SORUNLARI AYRINTILI GÖRÜŞTÜK'
Sayın Genel Başkan ile bu konuları ele aldığımız 3 baş başa görüşmemiz olmuştur. Sonuncusu 26 Aralık 2015 Cumartesi günü gerçekleşmiştir. Saat 19.00'dan 22.30'a kadar 3.5 saat sürmüştür. 7 Kasım 2015'te ve daha öncesinde de Sayın Genel Başkan bize kendisini ağırlama şerefini vermiştir. Bu buluşmalarımızda doğal olarak partimizle ilgili sorunlar ayrıntılı bir biçimde konuşulmuştur. Bu konuşmaların içeriğiyle ilgili açıklama yapma takdirini Sayın Genel Başkan'a bırakıyorum.
Parti grup toplantısında ve daha sonra bir televizyon programında yaptığım açıklamalar, parti ve ülke kamuoyunda bir duyarlılık yaratma ihtiyacından kaynaklanmıştır.
‘GEREĞİ YAPILSAYDI AÇIKLAMAYA GEREK OLMAZDI'
Eğer yapılan ikili görüşmelerimizde ele alınan konuların söylenen sözlerin gereği yapılabilmiş olsaydı kamuoyuna herhangi bir açıklama yapmak gerekli olmayabilirdi.
Konuşulan konular sohbet mutabakatları düzeyinde kalıp hayata geçirilmeyince partiye yönelik ilgi ve umudun arttırılması ve parti tabanındaki soğuma ve karamsarlığın kırılması için partinin kendisini başkalaştırma girişimlerine ve yönetim krizine karşı tepkisini en azından hissettirmek gerekli olmuştur.
‘TAKDİR YETKİSİ GENEL BAŞKAN'DA'
Partideki yönetim zafiyetini aşma ihtiyacını hisseden bazı sorumlu ve deneyimli partililerimiz arayışlara girmişler, girişimler yapmışlardır. Bu çerçevede bana da arkadaşlarımız öneriler yapmışlardır. Bu öneriler karşısında benim cevabım bu konuların takdir yetkisinin Sayın Genel Başkan'da olduğudur.
‘TÜRKİYE TARİHSEL BİR KRİZLE KARŞI KARŞIYA'
Bugün Türkiye, sıra dışı iç ve dış boyutları olan bir tarihsel krizle karşı karşıyadır. Bu sorunların ağırlaşıp bir krize dönüşmesinden 13 yıldır iktidar olan AKP doğrudan sorumludur. Terörü muhatap alıp meşrulaştıran ve terörle müzakere eden AKP bugün birçok yerleşim biriminde terörün ilçelere, mahallelere, sokaklara hatta hanelerin içine kadar hakim olunmasına yol açan bu yanlış politikalar karşısında ne yapalım beter olsun diyecek halimiz yoktur.
Terörle mücadelenin başarılı olması ve buna destek olmak hepimizin görevidir. Suriye sorunun bu hale gelmesine kim yol açtıysa onun altında kalsın bize ne deme hakkımız da yoktur. Bizim sorunumuz iktidarla hesaplaşmanın ötesinde Türkiye ye sahip çıkmaktır. AKP'ye karşı çıkmakla Türkiye ye sahip çıkmak arasındaki ayrımı yapabilmek devlet adamı olmanın gereğidir.
‘YABANCI GÜÇLER KRİZİ DAHA DA ARTIRMAKTADIR'
Bizim görüşümüz her kimliğin her mezhebin her medeniyetin bu kargaşadan salimen çıkmasını sağlamak olmalıdır. Maalesef kriz öncesine kadar bir arada yasayan insanlar artık birbirlerine ve kendi medeniyetlerine karşı savaş verir hale düşmüşlerdir. Bu manzaraya dur diyecek bir uluslararası otoritenin oluşturulamamış olması utanç vericidir. Nusayri'si Sünni'si, Hristiyan'ı on yıllardır bir arada barış içinde yaşadıkları günleri özler hale gelmişlerdir. Dışarıdan müdahale eden yabancı güçler bu krizi daha da artırmaktadırlar.
‘KIZILBAŞLIKLA İTHAM EDİLDİM'
Alevilere yapılan haksızlıklar karşısında 1975'te sesimi yükselttiğim zaman "Kızılbaşlıkla" itham edilen, 1989'daki "Kürt Raporu" nedeniyle "bölücülük"le suçlanıp DGM'ye verilen ve Saraybosna'daki Müslüman Boşnaklara yönelik etnik temizlik ve Müslüman kadınlara yapılan tecavüzler karşısında elindeki yazmalarla koşan, Lice halkına sahip çıkmak için yollara düşen birisiyim. Bugün Ortadoğu'daki medeniyetlerin Halep'iyle, Necef'iyle, Kerbela'sıyla, Erbil'iyle, Kobani'siyle bütün kültürlerin bütün kimliklerin korunmalarını ve barış içinde yaşamalarını istemekten başka hiçbir niyetim olamaz. Zulüm ve yıkım karşısında susamam…
Yorum yazarak İslami Analiz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan İslami Analiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler İslami Analiz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı İslami Analiz değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak İslami Analiz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan İslami Analiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler İslami Analiz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı İslami Analiz değil haberi geçen ajanstır.