İslamî Analiz/Haber Merkezi
Üstad Atasoy Müftüoğlu, Suriye’de ve Halep’te yaşanan son gelişmelerle ilgili İslamî Analiz’e açıklamalarda bulundu.
Atasoy Müftüoğlu’nun “Günümüzde Ortadoğu’da Suriye’de Yaşananları Nasıl Değerlendiriyorsunuz?” sorusuna verdiği cevap şöyle:
Defalarca söylediğim gibi, birçok konferansımda, uluslararası toplantılarda dile getirdiğim ve kitaplarımda yazdığım gibi;
Türkiye reel politiğine ne kadar katılmıyorsam İran reel politiğine de katılmıyorum.
Suriye’de muhalif unsurların icat edildiğini söylemek demek, Baas rejimini destekliyor olmak demek değil...
Esed diktatörlüğü bir günde oluşmadı. Eskiden de diktatördü... Arabistan'da daha büyük diktatörlükler devam ediyor.
Şunu da unutmamak lazım ki; bu olaylardan önce Suriye sakin bir yerdi. Türkiye’den de binlerce kişi, özellikle bayanlar, oralara gidiyor, Arapça dil eğitimi, İslami eğitim alıyorlardı… Türkiye’de bu imkânlar olmadığı için, oralara gidiyorlardı. Bu imkânlar hala Türkiye’de yok. Bütünlüklü bir İslami eğitim Türkiye’de hala yok. Lakin Esed diktatörlüğü altında böyle bir imkân mevcut idi… Bunu da unutmamak lazım…
İran kendi ulus devlet çıkarları için mücadele ediyor.
Aynı şekilde Türkiye'de kendi ulus devlet çıkarları için mücadele ediyor...
Her ikisi de yanlış.
İran nasıl ki eleştiriden muaf değilse, Türkiye de eleştiriden muaf değildir.
Hak adına hakikat adına İslam adına mücadele etmeliyiz.
Mezhepçi, Hizipçi, Etnik, Ulus Devletçi, Milliyetçi, yaklaşımlardan uzak durmalıyız... Bu tarz bencillikleri öne çıkarmamalıyız...
Müslüman olmak demek bütün bir yeryüzüne açık olmak demek...
Ulus devlet saplantılarını aşmalıyız...
Evrensel vicdanın sesi olmalıyız...
İran'daki İslam devrimi sürecini önemsiyorum. Lakin defalarca söylediğim gibi bu süreç sonrasında Şiiliğe kapanmıştır...
Suriye / Halep uzun yıllar boyunca ne Türkiye’nin ne de İran’ın kontrolünde olacak... Bundan sonra bağımsız bir Suriye beklemek hayaldir. Küresel, Emperyalist / Sömürgeci güçlerin çıkarlarına göre şekillenecek bölge. Bunu görmek zor değil...
Şunu da belirtmek gerekir; İran'ın mevcut reel politiğine katılmıyor oluşumuz, tümden üzerine çarpı atalım demek değildir. Böyle bir hataya da düşmemeliyiz. Çünkü orada da İran'ın reel politiğini eleştiren, mezhepçi olmayan, ulus devletçi olmayan, ırkçı ve hizipçi olmayan, ümmete bütüncül bakabilen, hakkaniyetli duruş ortaya koyan kadrolar var. Bunları da görmezden gelemeyiz. Böyle bir gerçeklik var. Bizim önemsediğimiz budur.
Suriye’de (Halep’te vb.) yaşananlar insani taraflarımızı kaybettiğimizi gösteriyor. Yaşananlar bizlerin mezhepçi nedenlerle, etnik nedenlerle insani tarafımızın tükendiğini gösteriyor. Hamaset ile, kuru, içi boş söylemler ile, klişelerle Müslüman olmak hiçbir şey ifade etmez.
Suriye konusunda bütün taraflar sorumludur. Suriye'de şu an bulunan bütün unsurlar; İran, Türkiye, Rusya, Amerika, Fransa, İngiltere, Baas Rejimi vb. herkes sorumludur...
Suriye sorununun temelinde Neo-Conların Ortadoğu’ya demokrasi ihracı projesiyle başlayan yeni bir sömürgecilik hedefi vardır. Ortadoğu’yu hizaya getirmek gibi bir planları var; Suriye’yi İran yörüngesinden çıkarmak, Suriye’yi yok etmek.
Suriye konusunda herkes sorumludur...
Halep konusunda şu an yapılan spekülasyonların bir boyutunu konuşuyoruz. Konuşurken haklıyız. Yani oradaki acıları konuşuyoruz. Ama diğer boyutları da konuşmalıyız. Bu süreçlerin ortaya çıkış sebeplerini de konuşmalıyız. Bir bütünlük içerisinde değerlendirebilmeli, çözümlemeler yapabilmeliyiz.
İran diyor ki siz de -Sünni milislerde- Şii köyleri rehin altında tutuyorsunuz. Siz oraları boşaltın biz de buraları boşaltalım diyorlar.
Yani sadece Şii milisler değil; Sünni milislerde sorumludur. İki tarafta da patoloji var. Mezhepleri sebebiyle insanlara zulmetmek kabul edilebilir bir şey değildir.
Türkiye’nin yaptığı hatanın bir benzerini İran da yapıyor. Şii mezhepçiliğinin de mazereti yok, Sünni mezhepçiliğin de... Olamaz...
İran’ın reel politik siyasetlerinin hiçbirisini paylaşmıyorum. Aynı şekilde Türkiye’nin reel politik siyasetlerinin de hiçbirisi paylaşmıyorum.
Ben çıkar rekabetlerinin neden olduğu bu insanlık trajedilerinin hiçbirisinin kabul edilebilir olmadığını, çıkar rekabetlerine dayalı mücadelelerin hiçbirisinin kabul edilebilir bir yanı olmadığını söylemeye çalışıyorum...
Ortadoğu bir bütün olsaydı hiçbir şey olmayacaktı. Neden bütün değil? Keyfi sınırlar sebebiyle... Keyfi sınırlara kim tapınıyor? Bu sınırları biz çizmedik. Bizim irademizle, bizim görüşümüz alınarak çizilmedi.
Ortadoğu'nun bütünlüğünü sağlayacak bir basiret, bütün bu acılara son verebilirdi. Biz basiretten yoksunuz.
Yıllardan beridir İran’ın kendisini Şii bir perspektife mahkûm etmesi sebebiyle evrensel bir İslami model imkânını kaybettiğini yazıp söylüyorum...
İslam’ı, bir bütünlük içerisinde temsil etmeliyiz. İlkelerimizden taviz vermemeliyiz.
Şunu yazdım;
Suriye’de muhalefetin icat edildiğini söylemek demek Baas rejimini desteklemek anlamına gelmez. Baas rejimi bir gecede oluşmuş bir diktatörlük değil... Bu diktatörlük aile diktatörlüğüdür...
Vesselam.
Yorum yazarak İslami Analiz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan İslami Analiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler İslami Analiz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı İslami Analiz değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak İslami Analiz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan İslami Analiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler İslami Analiz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı İslami Analiz değil haberi geçen ajanstır.