Prof. Kırbaşoğlu: Dindar denilen kesimin çiğnemediği hangi değer kaldı? Deizme razı olacağımız günler gelecek

TV'te Mustafa Yılmaz'ın hazırlayıp sunduğu "Kulis Ankara" programında gündemdeki birçok konu masaya yatırıldı.

İslâmî Analiz/Haber Merkezi

TV 5'te Mustafa Yılmaz'ın hazırlayıp sunduğu "Kulis Ankara" programında gündemdeki birçok konu masaya yatırıldı.

Programın konukları arasında yer alan Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, uzun süredir tartışılan "deizm" meselesinden hareketle çarpıcı açıklamalarda bulundu.

"Şu an İslam dediğimiz, dindar dediğimiz kesimlerin ayaklar altına almadığı hangi değer kaldı." diyen Kırbaşoğlu gençlerin bu durumu gördüğünü ve aslında bu görüntüden kaçtıklarını vurguladı. Kırbaşoğlu şöyle devam etti:

"İslam adalet dini diyorsunuz adaletin eseri kalmamış. İslam eşitlik dini diyorsunuz, eşitliğin kayırmacılığın dik alâsı… İslam neyi yasaklıyorsa bugün dindar kesim onu yapıyor. Gençler deist olmuyor. Bizim kokuşmuş dindarlığımıza tepki veriyorlar. Bunlar temiz çocuklar. Bugün iki taraf Allahu Ekber diyerek birbirini kesiyor. Bu çocuklar nasıl olmasın? Ateist olmadığına dua etmeliyiz."

Bu açıklamalarıyla birlikte Kırbaşoğlu, gidişatın iyiye değil daha da kötü noktalara doğru gittiğini vurgulayarak, "Son 10 senelik gidişat tam bir kontrolden çıkmış durumda. Daha kötü sonuçlara hazır olsun bu toplum. Deistliğe razı olacağımız günler gelecek. Hatta çocuğum Müslümanım desin de her şeyi yapsın diyeceğimiz günler gelecek." dedi.

Kırbaşoğlu'nun programda öne çıkan diğer açıklamaları şu şekilde:

Bugün toplumdaki linç kültürü kimin işine yarıyor, bu atmosfer kimin işine yarıyor? Bu bilinçli olarak yapılıyor. Kutuplaşma üzerinden planlı bir yöntem uygulanıyor. Bu açık ve net. Kendi partisi ve siyasetinin çıkarları için benden sonrası tufan diyen bir zihniyet ve mantıkla karşı karşıyayız. Bunu görmek lazım.

Bu toplum sürekli bir şekilde son yıllarda bir kimlik kavgası yapıyor. Toplumsal uzlaşmasını kuramamış bir toplum söz konusu. Bu toplumu bir arada tutan nedir? Şu anda özellikle Türk milliyetçiliği ve dindarlık üzerinden toplumun belli bir kesimi elde tutularak iktidarda kalmak için bir strateji güdülüyor. Ben ayakta kalayım gerisi önemli değil gibi çok miyop bir politika izleniyor. Aynı bakış açısı dış politikada da uygulandığı için Suriye meselesinde problem burnumuzun dibine geldi. Rusya ve Amerika komşumuz oldu. Bunu sağlayan bu iktidar. Basiretsiz, masa başında üretilen, hamasete dayalı bir politika sebebiyle…

Türkiye’nin ilk yapması gereken önce bir uzlaşma kültürü oluşturmalı. Kimliklerimizi parantez içine alarak ortak ahlaki paydalarda buluşmalıyız. Bu ortak paydada buluşamayacağımız kadar ayrıştık. Bu da iktidarların işine geliyor. Kimlikleri bir kenara atmadan, şimdilik parantez içine alarak hepimizi ilgilendiren konularda konuşmamız gerekiyor. Bu oyunu bozmak adına ilk adımdır. Burada önemli olan ne üzerinde birleşeceğiz? Bunları da evrensel ahlaki değerler olarak tanımlayabiliriz.

Emperyalizme ve kapitalizme karşı ortak bir direniş sergilemeliyiz. Erdemli insanlar her yerde çoğunlukta. Erdemli olmayanlar daha organize çalışıyorlar. Erdemliler organize olmalılar.

"Başörtüsünde gelinen noktaya şaşıranlara şaşırmak gerekir"

Bu iktidar başörtüsü meselesinde gelinen noktaya şaşırıyorsa bunun şaşırmasına şaşırmak lazım. Ki iktidarın bu şaşırmaları da dikkatli incelenmelidir.

16 Oca 2019 - 01:00 - Türkiye


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak İslami Analiz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan İslami Analiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler İslami Analiz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı İslami Analiz değil haberi geçen ajanstır.