28 Şubat sürecinde uydurulan Selam Terör Örgütü soruşturması kapsamında tutuklanan Selam Gazetesi’nin yöneticileri basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda; Selam Gazetesi yöneticileri tutuklanmalarına neden olan davanın ‘paralel yapılanma’ tarafından 2011 yılında yeniden soruşturma yapılmasını eleştirmesi toplantıyı izleyen Zaman Gazetesi muhabiri Mustafa Gürlek’i rahatsız etti.
ZAMAN GAZETESİ MUHABİRİNE DERS
Mustafa Gürlek, mağdurlardan Fatih Akıncılar Derneği Onursal Başkanı Mehmet Şahin’in, paralel devlet yapılanmasında görev alan polisleri eleştirerek, “Alnı secdeye giden, Kur’an okuyan insanlar. Niçin bize karşı komplolar kurdunuz” sözlerine, “Cemaatin mensubu olan insanları zan altında bırakıyorsunuz, casuslukla itham ediyorsunuz” açıklamasında bulundu.
Mehmet Şahin, Zaman Gazetesi muhabirine, “Senin cemaatinden benim akrabalarım var. Onlar şu an benim gözümün içine bakamıyorlar sen biliyor musun?” şeklinde sözlerle tepki gösterdi.
‘İNSANLIK DIŞI İŞKENCELER YAPTILAR’
Mazlum-Der İstanbul Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısına 28 Şubat sürecinde yayın yapan Selam Gazetesi’nin İmtiyaz sahibi Hasan Kılıç’ın oğlu Ahmet Kılıç, Selam Gazetesi Dağıtım Müdürü Abdulhamit Çelik, Mehmet Şahin, Hakkı Selçuk Şanlı Selam Gazetesi Yazı işleri Müdürü Mehmet Ali Tekin’in ailesi ile mağdurların avukatı Cüneyt Toraman katıldı.
Selam Tevhid adlı uydurma örgüte üye olduğu iddiasıyla hapis yatan Mehmet Şahin, kendilerine nasıl komplolar kurulduğunu anlattı.
2000 yılında bir gece vakit evinin basıldığını anlatan Şahin, “Bütün mahalle zırhlı araçlarla kuşatıldı. Baskın yapıldığı günlerde Türkiye’de bir federasyonunu milli takım antrenörlüğünü yapmaktaydım. Gözaltına alınırken ne ile suçlandığımı sordum. Gittiğim yerde öğreneceğimi söylediler. Oradan direkt terörle mücadele şubesine getirildi. Asansördeyken gözlerim bağlandı. O andan itibaren tam 8 gün boyunca işkence gördüm. Her iki saatte bir sorguya götürüldüm. İnsanlık dışı işkencelere maruz kaldım. Bir odada dizlerimin üzerine çökertilip bekletildim. Bir dakika bile uyutulmadım. Elektrik, Filistin askısı, tazyikli su, kafama torba geçirme gibi ağır işkenceler gördüm ama onların imzalatmaya çalıştıkları ifadeyi imzalamadım. Cezaevindeyken annem bu üzüntüler yüzünden kalp krizi geçirip vefat etti. Eşim hiper tansiyon hastası oldu ve diyalize bağlı yaşıyor, kızım MS hastası oldu” dedi.
“KUYRUĞUM SIKIŞTIĞI ZAMAN PENSİLVANYA’YA KAÇMADIM”
Şahin, paralel devlet yapılanması soruşturmasında gözaltına alınan polisin, “Ben PKK’lı değilim, KCK’lı değilim, İran ajanı değilim, ben bu vatana ve millete hizmet eden eroğlu er im” dediğini hatırlatarak, “Helal olsun. Ben de diyorum ki; ‘Ben 12 Eylül’de de 5 yıl cezaevinde yattım, 28 Şubat sürecinde de 10 yıl cezaevinde yattım. Bir sürü işkence gördüm. Bana yapılan işkenceleri anlatsam herkes oturur ağlar ama ben bu ülkeyi terk etmedim. Ben bu ülkede kalarak mücadeleme devam edeceğim. Ben birileri gibi kuyruğum sıkıştığı zaman Pensilvanya’ya kaçmadım. Bütün bir İslam coğrafyasını kan gölüne çeviren bir ülkeye sığınmadım. Onlardan özel statü alarak malikanelerde yaşamıyorum. FBI, CIA gibi istihbarat örgütlerinin koruması altında hayatımı devam ettirmiyorum. Şimdi soruyorum; sen misin eroğlu er ben miyim eroğlu er? Ben eroğlu er im. Ben bu topraklarda kalarak sonuna kadar sizin gibi satılmış insanlarla da mücadele edeceğim. Allah’tan korkmadınız mı ki bizi İran ajanı olarak suçluyorsunuz? Peki, siz kime çalışıyorsunuz? Amerika’nın ve İsrail’in Türkiye’deki oyunlarını ifşa etmek, İslam coğrafyasındaki oyunları ifşa etmek suç mu? Biz bu suçu işledik ama hiçbir cinayet işlemedik, hiçbir ülkeye ajanlık yapmadık” dedi.
Mehmet Şahin’in konuşması üzerine sinirlenerek ayağa kalkan Zaman Muhabiri Mustafa Gürlek,“Cemaat adına söz hakkı doğdu” diyerek yüksek sesle konuşmaya başladı ve “Affedersiniz ama toplantı amacından saptırıldı. Burada çünkü cemaatin mensubu olan insanları zan altında bırakıyorsunuz, casuslukla itham ediyorsunuz” dedi.
“ŞU AN BENİM GÖZÜMÜN İÇİNE BAKAMIYORLAR SEN BİLİYOR MUSUN?”
Mehmet Şahin, Zaman muhabirine tepki göstererek şunları söyledi:
“Ben söyleyeceğimi söylüyorum. 5 yıl ben burada cezaevinde yattım. O polis memuru arkadaşlar nasıl Kur’an okuyorsa bende okuyorum. Onların alnı secdeye gidiyorsa benim de alnım secdeye gidiyor. Benim derdim şu; gerçekten biz İran ajanı mıyız? Bizi dinlediniz, takip ettiniz madem İran ajanıydık koyun belgelerinizi ortaya verin savcılığa bizi tutuklasınlar, sorgulasınlar. Niye bunu yapmadınız? Ben bunu soruyorum ve diyorum ki; yakışıyor mu size? Benim bu konuşmamdan dolayı yarın öbür gün bir takım operasyonlarda yapılabilir. Yemin ediyorum Allah şahidimdir umurumda değil. Senin cemaatinden benim akrabalarım var. Onlar şuan benim gözümün içine bakamıyorlar sen biliyor musun? Çünkü onlar beni biliyor ve tanıyorlar. Akrabalarım kendi kendilerine de bunun cevabını veremiyorlar güzel kardeşim”
(…)
“Bu son dinlemelerde benim ismim var. Ben savcıya suç duyurusunda bulundum. Dedim ki; ‘beni dinleyenler hakkında işlem başlatılsın.’ Bak Mustafa kardeş. Benim cezaevinde kaldığım süre içerisinde annem bu üzüntüler içerisinde kalp krizi geçirip vefat etti. Benim eşim hipertansiyon hastası oldu o da şuan diyalize bağlı yaşıyor. Benim kızım MS hastası oldu. Bunların veballerini bu arkadaşlar karşılayabilir mi? Bir de Mustafa kardeş, niye beni dinlediler ya?”
Yorum yazarak İslami Analiz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan İslami Analiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler İslami Analiz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı İslami Analiz değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak İslami Analiz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan İslami Analiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler İslami Analiz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı İslami Analiz değil haberi geçen ajanstır.