İslamî Analiz/Haber Merkezi
Millî Gazete köşe yazarı Cafer Keklikçi, "Yüksek Markalı Mezar" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Keklikçi yazısında, 'Markacı Müslümanlar yoksulluk zamanlarında zenginleri eleştirmiyor aksine onlara yalakalık yapıyorlar. Onların hizasına gelmek için olmadık taklayı atıyorlar. Durumlarını düzelttiklerinde de yoksulları aşağılıyorlar. Üstelik bunu İslam adına yapıyorlar. Çalıp çırpıp maddi durumunu iyileştirenler yoksullara yardım etmekten bahsediyor. Oysa yoksulun hakkını çalmasa yoksul zaten yoksul olmayacak. Evindeki milyarlık mobilyasıyla asgari ücretle çalışan Müslümanlara infak etmeyi anlatanlar kendilerinin neden zamanında infak etmediğini söylemiyorlar. Yoksullar yarım ekmeğini bölüşürken kendisi yoksulların hakkını yiyerek maddi durumunu yükseltip sonra da yoksul Müslümanlara paylaşmanın faziletlerinden bahsedenler insanı sinirlendiriyor. Nasıl sinirlenmeyelim rahatı yerinde oh yardımdan mardımdan bahsediyor. Yerseniz!' ifadelerinde bulundu.
Yazının tamamı şu şekilde:
Geçenlerde ilginç bir haber vardı; Çinli bir çiftçi öldüğünde otomobiliyle gömülmeyi vasiyet etmiş. Ailesi de vasiyete uyarak otomobiliyle birlikte gömmüş. Mezar otomobil sığacak şekilde kazılarak mevta otomobilinin içinde öbür dünyaya yolcu edilmiş! Belki de şimdi sınırı geçmiştir kim bilir! Mevta sürücü koltuğunda yanında da Azrail birlikte yol alıyorlardır! Öbür dünya için ehliyet almış mıdır acaba! Otomobilinin markasını görenler kenara çekilip ceketlerinin düğmelerini ilikliyorlar mıdır! Bay çiftçi otomobilinizle hoş geldiniz efendim! Otomobiliniz olmasa hoş gelmiş olmazdınız! Saygılar filan!
Kapitalist dünyanın komikliğine iyi bir örnek. Günümüz insanı da otomobiliyle birlikte gömülmeyi istemiyor mu! Şimdi markalı otomobil sahiplerine sorsak olur mu öyle şey ben Müslüman’ım kardeşim diyeceklerdir. Doğrudur, mavi ve pembe eski tip kimliklerde dini hanesinde İslam yazıyordur! Yeni tip kimliklerde bu da kaldırıldı ya ama olsun. En azından bir müddet eski tip kimlik taşıdığı için İslam kelimesini de cebinde taşımıştır! Cep önemli! Müslümanlar için her şeyden önemli! İki kere değil sayısız kere önemli! Neden çünkü bütün değerler cebe göre şekillenmiş durumda! Cep kabarıksa saygı çok! Cep delikse saygı sıfır! Hatta saygı ne ya! Cebin kabarık olması da kendi içinde değerlere bürünüyor! Her şey marka demektir! Marka! Bağırarak hep beraber marka! Marka! Otomobilin markası! Gömleğin markası! Pantolonun markası! Ayakkabının markası! Evin markası! Marka yoksa insan yok! Marka yoksa insanlık yok!
Müslümanlar kendi değerlerini yitirince kapitalist dünyanın değerlerini kendi değerleri haline getirmiş bulunuyor. Temel değer yargısı bozuk olunca gerisi çorap söküğü gibi geliyor. İnsanları ya da kendini değerlendirirken markaya göre değer verince her şey ona göre şekilleniyor. Pantolonun gömleğin ayakkabının temizliğine bakmıyorlar markasına bakıyorlar. Buradaki temizlik hem fiziki temizlik (abdest almaya uygun) hem de kul hakkı yenmeden kazanılmış parayla (helal kazançla) edinilmiş olması temizliğidir. Bunlar artık ölçü değil maalesef! Cebin temizliğine bakılmıyor kabarık olup olmamasına bakılıyor. Karşıdaki kişi ona göre değerlendiriliyor. Otomobilin kimlerin hakkını yiyerek alındığına bakılmıyor otomobilin markasına bakılıyor. Yüksek markalı bir otomobilse herkes o kimseye saygı gösteriyor. Eğer otomobilin markası düşükse saygı da ona göre düşüyor. Otomobil sahibi yüksek markalı otomobilini herkesin görmesi için insanların adeta gözüne sokuyor. Bu da o kişinin değer yargılarının İslam değil marka olduğunu kanıtlıyor. Bir yere yüksek markalı otomobille gelen kişiye hemen saygı gösterisinde bulunuluyor. İnsanlar başına toplanıyor. Aynı yere otomobilsiz gelen kişi adam yerine bile konmazken düşük markalı gelene de eh sen azıcık insansın muamelesi yapılıyor. İnsanın insanlığına bakılmıyor otomobilinin markasına bakılıyor. Müslümanların kendi değerlerini görüyor musunuz! Müslümanlık değil markacılık!
Markacı Müslümanlar yoksulluk zamanlarında zenginleri eleştirmiyor aksine onlara yalakalık yapıyorlar. Onların hizasına gelmek için olmadık taklayı atıyorlar. Durumlarını düzelttiklerinde de yoksulları aşağılıyorlar. Üstelik bunu İslam adına yapıyorlar. Çalıp çırpıp maddi durumunu iyileştirenler yoksullara yardım etmekten bahsediyor. Oysa yoksulun hakkını çalmasa yoksul zaten yoksul olmayacak. Evindeki milyarlık mobilyasıyla asgari ücretle çalışan Müslümanlara infak etmeyi anlatanlar kendilerinin neden zamanında infak etmediğini söylemiyorlar. Yoksullar yarım ekmeğini bölüşürken kendisi yoksulların hakkını yiyerek maddi durumunu yükseltip sonra da yoksul Müslümanlara paylaşmanın faziletlerinden bahsedenler insanı sinirlendiriyor. Nasıl sinirlenmeyelim rahatı yerinde oh yardımdan mardımdan bahsediyor. Yerseniz!
Müslümanlar öldüklerinde duayla değil otomobille makamla markayla gömülecek!
Yorum yazarak İslami Analiz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan İslami Analiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler İslami Analiz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı İslami Analiz değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak İslami Analiz Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan İslami Analiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler İslami Analiz editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı İslami Analiz değil haberi geçen ajanstır.